Nedir?

Polikistik Over’ın nedeni herhangi bir nedenle yumurtlama işlevinin yarım kalmasıdır. Yumurtlamanın yarım kalması, içinde yumurta hücresini barındıran folikül adlı yapının yumurta hücresini olgunlaştıracak ve çatlayarak bu hücreyi serbest bırakacak büyüklüğe ulaşamaması ve milimetrik çaplarda kistik bir yapı olarak yumurtalık içinde yerini almasına neden olur. Yumurtlama işlevi bu şekilde yarıda kalmaya devam ettiği sürece her ay yumurtalık içindeki ufak kistlere bir yenisi katılır ve yumurtalıklar bir süre sonunda çok sayıda kist içeren ve ileri durumlarda normalden büyük çaplara ulaşan yapılara dönüşürler.

Folikül gelişimi yumurtalıkların dış yüzeyine yakın kısmında olduğundan her yarım kalan adet döngüsünde sayısı artan bu kistler yumurtalığın yüzeye yakın kenarı boyunca dizilirler. Yarıda kalan yumurtlama sonucunda oluşan kistik yapı içinde hormon üretimi de dengesizdir. Östrojen hormonu yerine testosteron hormonu üretilir ve kana geçer. Bu hormon kadınlarda normalden fazla salgılandığında tüylenme ve sivilcelenme yapabilen bir hormondur.

Yumurtlama, adet döngüsünün düzenli olmasını sağlayan en önemli olaydır. Bu işlevin aksaması adet kanamalarının gecikmeli olarak ve beklenmedik zamanlarda genellikle normalden fazla miktarlarda olmasına neden olur. Üreme çağında olan ve gebelik planlayan bir kadında yumurtlamanın olmaması gebe kalamamasına neden olur.

Belirtileri

polikistik-over-kisti
Polikistik Over

Polikistik over hastalığı, her kadında farklı seyreder. Bazı kadınlarda tek belirti tüylenme olabileceği gibi, bazılarında adet düzensizliği ön planda olabilir. Tüm belirtilerin beraberce görüldüğü polikistik over hastalığı durumu enderdir. Şüphe duyulmasını sağlayacak en önemli belirtilerden biri kadında normal dışı bir tüylenmenin olmasıdır. “Yarım kalan” foliküllerden testosteron hormonu ve diğer “erkeklik hormonlarının” fazla miktarlarda üretilmesine bağlı ortaya çıkan bu belirti en hafif şekliyle sakalın çıktığı yüz bölgelerinde görülür. Daha ileri durumlarda normaldışı tüylenme göğüsler arasında, göğüs uçlarında ve göbekte ortaya çıkabilir. Diğer bir önemli belirtisi adet düzensizliğidir. Çok ender durumlarda polikistik over’li bir kadın düzenli olarak adet görmeye devam edebilmesine karşın, genellikle 35 günün üzerinde ve düzensiz aralıklarla adet görülür.

İlginizi çekebilir  Yüz Felci Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Tanısı

Tanı konması için yumurtalıkların tipik ultrasonografik görüntüsünün gözlenmesi, yukarıda belirtilen belirtilerin görülmesi gerekir. Bazı kadınların yumurtalıkları ultrasonografide “polikistik” izlenimi verebilmektedir. Görüntüleme yöntemleri tanı koymak için tek başına kullanılamazlar. Belirti olmadan tanı koymak yanlıştır. Klinik ve ultrasonografi bulgularıyla PKO tanısı konmasını takiben olaya tiroid hormonlarının ve diğer hormonların katkısı olup olmadığını incelemek üzere bazı hormonal tetkikler istenmesi gerekebilir. PKO’da özellikle prolaktin hormonu yüksekliğine sık rastlanır. Aşırı kilo alımı söz konusu olduğunda incelemelere genellikle şeker hastalığı araştırmaları eklenir.

Oluşturduğu Sorunlar

Polikistik overi kozmetik sorunlara neden olabilen basit bir yumurtlama bozukluğu olarak görmemek gerekir. Yumurtlama bozukluğu neticesinde oluşan hormonal dengesizlik ve kandaki yüksek “erkeklik hormonu” seviyeleri kadını uzun vadede ciddi sorunlarla başbaşa bırakabilmektedir. Bu nedenle PKO mutlaka tedavi edilmesi gereken bir durumdur.

* Ağır PKO’su olan kadınların bir kısmında “gizli şeker” daha sık görülmekte ve PKO’su olan kadınlar ileri yaşlarda şeker hastalığına daha çabuk yakalanmaktadırlar.

* Rahim iç tabakasının progesteron hormonu etkisinden yoksun kalması ve sürekli kalınlaşması belli bir süre sonra bu dokuda kanser öncüsü değişiklikler oluşmasına (endometrial hiperplazi, hastalık uzun süre devam ettiğinde ise kanser gelişmesine (rahim kanseri) neden olabilmektedir.

* PKO kadında androjen (“erkeklik”) hormonlarının aşırı salgılandığı bir durumdur. Bu nedenle uzun vadede, kadında artmış androjen hormonlar kan lipid (yağ) metabolizmasını olumsuz etkilemekte, kalp-damar sistemi hastalıklarının ortaya çıkma riskini artırmaktadır.

Tedavisi

Polikistik overin ilaçla tedavisinde temel prensip yumurtlamanın yarıda kalmasını engellemek ve böylece yumurtalık dokusu içindeki kist sayısının artmasının önüne geçmektir. Bu amaçla çocuk arzusu olmayan bir kadında yumurtlamanın hiç başlamaması, çocuk arzusu olan bir kadında ise yumurtlamanın tamamlanmasına yönelik tedavi yapılır.Yumurtalık dokusundaki kist sayısının artışı bu şekilde engellendiğinde önceden oluşmuş kistik yapılar bir süre sonra kendiliğinden yok olmaya ve böylece kistlerden salgılanan “erkeklik hormonu” miktarı giderek azalmaya başlar. Kullanılan ilaçlar adet düzenini de sağladıklarından eksik olan progesteron hormonunun yaratabileceği olumsuzluklar giderilmiş olur.

İlginizi çekebilir  Akciğer Kanseri

Çocuk arzusu olmayan bir kadında tedavide genellikle doğum kontrol hapları tercih edilir. Bu ilaçlar yumurtlamayı en temel aşamasında, folikül gelişimi basamağında geçici olarak durduran ilaçlardır. İlaçların içinde bulunan progesteron hormonu rahim iç tabakasını kalınlaşmaktan korur ve adet kanamalarının düzenli olmasını sağlar. Tıbbi nedenlerle doğum kontrol hapı kullanamayan veya kullanmak istemeyen kadınlarda adet düzeni belirli aralıklarla verilen progesteron hormonu sayesinde sağlanır.

Çocuk arzusu olan bir kadında yumurtlamayı sağlayıcı ilaçlara başvurulur. Bu ilaçlar ağız yoluyla alınan tablet şeklinde ilaçlar olabileceği gibi, tedaviye yanıt alınamaması durumunda iğne şeklinde kullanılan daha güçlü, ancak yan etkileri daha fazla ilaçlara başvurulması gerekebilir.

Polikistik over bir kısır döngü hastalığı olduğundan kısır döngünün daha farklı noktalardan kırılmasıyla tedavi yoluna gidilebilir;

  • Kilo verilmesi yumurtlamanın kendiliğinden düzelmesini sağlayabileceği gibi, yumurtlamayı sağlayıcı ilaçlara daha düşük dozlarda yanıt alınmasına katkıda bulunabilir.
  • Büyümüş ve çok sayıda kist içeren yumurtalıklara laparoskopi yöntemiyle ulaşılarak yumurtalık dokusu içindeki kistlerin bir kısmının patlatılarak yok edilmesi kısır döngüyü kırarak hastalığın düzelmesine önemli katkılarda bulunabilir. Günümüzde bu yönteme ender de olsa başvurulmaktadır.
  • PKO ile şeker hastalığı arasındaki yakın ilişki, tedavide son yıllarda kan şekerini düşürücü özelliğe sahip ve ağızdan alınan tablet şeklindeki ilaçların (metformin) kullanılmasını gündeme getirmiştir. Bu tedavi dirençli PKO durumlarında faydalı olabilmektedir.